
iyileşmez hiçbir yara bilirsin!
tortusu kalır
hangi ses unutturabilir ilk bıçağın yankısını
sende rehin kalmıştır gecenin saplantısı
hiçbir yara hiçbir zaman iyileşmez bilirsin!
saklısı kalır yel esince sızılanır
su susunca ikindilerde herşey vakitsizce gelişir
birine sevişirsin , ötekini düşünürken..
sabahları zordur , korsan sevişmelerin
eski yaraların ağrır
oysa ne bir iz görünür teninde , ne şiiri ses verir orta kulağında
yalnız bir yürüme isteği vardır eski yaraların eski yerinde..
kahvaltısı zordur , olmasaydı bir sevişmenin
ve hep ten tuzu basmaktır eski yaraların eski yerlerine
hiçbir yara tam olarak iyileşmez bilirsin!
hangi bakış unutturabilir ilk bıçağın ışıltısını
karanlıktaki şairden bir bok olmaz
sabaha karşı sebepsiz hüzünler yazar ehliyetinde
ve ne söylese yalandır alkol kontrolünde
sevmek bizahiti yaralanmaktır
ve yaralar hiçbir zaman iyileşmez
teninde yanlış vurulmuş bir aşıdan sızar da diriltir solgun baharları
şiire sebep istemez , şairden bir bok olmaz ve hiçbir yara hiçbir zaman tam olarak iyileşmez!
bardaklarda dudak izleri birikir ,
sahnede eğri büğrü sesler
ve sade bir yürümek isteği ,
tek başına ,
eski bir yaranın artık gözle görülmeyen izinde...
çünkü hiçbir yara hiçbir zaman tam olarak iyileşmez !
çünkü en hızlı hatırlanandır en eski unutulan..
ondan gelen ıtırlar olur , yellerde her esinti bir acılı kokuyu taşır hassas burunlara savrulur gidersin , çok eski ,
çok acıtan bir ağustosa
nasıl kıyısında kalmıştık yapış yapış bir yazın ,
daha başkaydı hani yüzünde herkese aynı oranda bulaşan tuz
yolların açmazıydı enginlikle kabaran ve bütün yanlışları dalga dalga saklayan ,
şarkılıktan usanmış deniz
ve denizi herşeye benzeten şiirler
ve kıstırılmış istridyelerde kullanılmış inci taneleri...
çünkü bilirsin hiçbir yara hiçbir zaman tam olarak iyileşmez!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder