
Tüm kazandıklarımı ve kaybettiklerimi bozkırda bir şehre emanet edip yola çıkarken
kalbimse,
" diğer ele usulca dokunacak öteki elin " sesine kulaklarını açmaya hazırmıydı hatırlamıyorum. Kalbindeki derin boşluğu , başkalarının yaralarında taze tutmaya çalışan bir kalemin satırlarına rastladım bi akşam ,
" diğer ele usulca dokunacak öteki elin " sesine kulaklarını açmaya hazırmıydı hatırlamıyorum. Kalbindeki derin boşluğu , başkalarının yaralarında taze tutmaya çalışan bir kalemin satırlarına rastladım bi akşam ,
gideceğini gizleyerek gelen bi büyücünün satırlarına...
Avuçlarında sıkı sıkıya eski yaralarını taşıyan iki yabancının , teselli dokunuşları olacak bir rastlandıydı bu...
Büyük bypass lar geçirmiş kalplerimizi , uyurken aramıza alıp biraz soluklandırmak için günahtan tesellilere sarılan bir rastlantı.
Çünkü büyük aşklar, büyük aşıklar ,
Avuçlarında sıkı sıkıya eski yaralarını taşıyan iki yabancının , teselli dokunuşları olacak bir rastlandıydı bu...
Büyük bypass lar geçirmiş kalplerimizi , uyurken aramıza alıp biraz soluklandırmak için günahtan tesellilere sarılan bir rastlantı.
Çünkü büyük aşklar, büyük aşıklar ,
ölene kadar imreneceğimiz hikayeler olarak kalmıştı kendi makus talihimizde...
" Aşk'a hala inanıyormusun? "
diye sordu büyücü , sessizliğin noktalı boşluklarını doldurmak için.
Oysa aşk akdenize dökülmüş yenik bir komutandı koynumda yıllardır küllerini taşıdığım..." Aşk'a hala inanıyormusun? "
Oysa aşk akdenize dökülmüş yenik bir komutandı koynumda yıllardır küllerini taşıdığım..." Aşk'a hala inanıyormusun? "
diye tekrarladı , kendi inancını yitirmişti
ve şimdi pazar kahvaltılarının kutsal kalesini yıkmaya hazırlanıyordu...
Kısa bi hikaye oldu bu evet,
ve şimdi pazar kahvaltılarının kutsal kalesini yıkmaya hazırlanıyordu...
Kısa bi hikaye oldu bu evet,
ben girişte beklerken, sen çoktan sonuçtaydın!
ve bir sabah
ellerinde ayakkabıların , parmak uçlarına basarak sessizce uzaklaşırken ,ben penceredeydim…
Yüzyıllardır vuslatta olan o sevdiğim derviş , her defasında kulağıma fısıldıyordu ;
"Hatırla" diye,
Bu defa sen giderken pencereden yankılandı sesi ,
Duydunmu Ey Yusuf;
İrfan,
gönül almaktır
seferin bitmeden...
gözde Kasım 2008
İstanbul / Moda
ve bir sabah
ellerinde ayakkabıların , parmak uçlarına basarak sessizce uzaklaşırken ,ben penceredeydim…
Yüzyıllardır vuslatta olan o sevdiğim derviş , her defasında kulağıma fısıldıyordu ;
"Hatırla" diye,
Bu defa sen giderken pencereden yankılandı sesi ,
Duydunmu Ey Yusuf;
İrfan,
gönül almaktır
seferin bitmeden...
gözde Kasım 2008
İstanbul / Moda
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder